Piyasada Pozisyon Alırken Oluşan Duygular
Finans piyasalarındaki değişimleri daha iyi anlayabilmek için her şeyden önce insan psikolojisini incelememiz gerekir. Günlük hayatımızda duyduğumuz endişe, panik ya da korku gibi hisler sert piyasa koşullarında adeta beyaz kâğıt üzerine dökülen mürekkep gibidir. Her insana ait duygular, korku, açgözlülük, umut vs. yüksek tempoya sahip piyasa işlemleri esnasında büyük önem taşır. Zayıf ve kendine çok güvenen, açgözlü ve tembel gibi psikolojik özellikler taşıyan ve bu duyguların hâkim olduğu insanların piyasada başarısızlığa uğrayacağı muhtemeldir. Kendini iyi tanıma ve imkânlarını bilme, içsel duygularına hâkim olma yatırımcıyı iflas etme tehlikesinden kurtarır. Buraya psikolojik durum ve kitle psikolojisinin doğru analizini de eklersek yatırımlarda başarı şansını büyük oranda artırabiliriz.
Hırs Duygusu
Hırs duygusu önemli ölçüde az olan yatırımcılar, aslında o piyasa koşullarında rahatlıkla yapabileceklerinden daha az işlem yapacak ve bu nedenle de çok sayıda fırsatı kaçıracaklardır. Bu tür insanların daha sakin olduklarında fırsat kaçırma gibi bir dezavantajlarının olmayacağı başka işlerde çalışmaları tavsiye edilir. Hırs duygusu gereğinden oldukça fazla olan yatırımcılar ise mümkün olduğunca çok işlem yapmaya çalışırlar ve kendilerini yerli yersiz riske sokarlar. Böyle bir kişilik yapısına sahipseniz FX işlemleri yerine şans oyunları oynamanız daha uygun olur. Hırs duygusu yatırımcıyı öncelikle daha sık pozisyon almaya motive eder.
İki tür motivasyon vardır:
· Rasyonel motivasyon - Genellikle ilk pozisyon öncesi genç yatırımcılarda, hatta bazen profesyonel trader'larda da görülür. ·
Gayri rasyonel motivasyon - Bu motivasyon tipi bazen "oyun tutkusu" olarak da adlandırılır.
Neredeyse tüm piyasa oyuncularında bu his hakimdir ama bazıları bu duyguyu kontrol altında tutabilirken, bazıları tam anlamıyla hislerinin kölesi olur. Böyleleri er ya da geç iflasa mahkumdur.
Pozisyona hırs duygusunun etkisi altında girdiğinizi ileride karşınıza çıkacak olan sinyallerden anlayabilirsiniz.
· Eğer yatırımcı aldığı pozisyonla ilgili başkalarının neler düşündüğünü soruyorsa.
· Eğer yatırımcı işlemlerini başkalarıyla tartışıyorsa.
· Eğer yatırımcı önceden belirlenmiş faaliyet planına sahip değilse.
Tüm bunlar yatırımcının akıl değil oyun tutkusunun etkisi altında pozisyon aldığını gösterir.
Bu tür yanlış hislerden kurtulmanın tek yolu piyasada faaliyet planının önceden hazırlanmasıdır.
Umut ve Tahminler
Pozisyon almaya teşvik eden diğer bir önemli faktör kazanç umududur. İnsanlar doğal olarak her işe kazanç umuduyla girer. Ama bu duygu gereğinden fazla olduğunda kendi becerilerinizi gerçeğin üzerinde değerlendirir, gerçekçi analiz yeteneğinizi kaybeder ve mevcut risk üzerine doğru karar almamış olursunuz. Gerçekleri umutlarınızın ve hırs duygunuzun önünde tutmalısınız. Aşırı umut yeni başlayan yatırımcıları iflasa sürükler.
Aşağıdaki durumlarda umut duygusu yatırımcıları daha çok etkiler:
· Pozisyon alırken. Finans piyasalarında insanları işlem yapmaya yalnız menfaat kazanma umudu teşvik eder.
· Pozisyon zarara gidiyorsa. Bu durumlarda piyasanın istediğiniz yöne döneceğiyle ilgili umutlanırsınız.
Umut gerçek bir etki haline dönüşünceye kadar üç aşamadan geçer:
1. Pozisyon az zarardaysa umut duygusu kaçınılmazdır ve eğer doğru şekilde kullanılırsa kârlı hizmet edebilir (eğer tahminlerinizden eminseniz ve önceden tasarlanmış net faaliyet planına sahipseniz).
2. Zararın giderek arttığı durumlarda umut duygusu zirveye ulaşır. Bu durumlarda yatırımcı duygularıyla gerçekleri karıştırmaya başlar ve aradaki farkı kontrolde tutmak iyice zorlaşır. Böyle durumlardan çıkmanın tek yolu, tüm zararlı pozisyonları kapatmak veya belli süre piyasa değişimlerini hiç izlememektir.
3. Zararın önemli ölçüde arttığı üçüncü aşamada umut duygusu giderek pişmanlığa dönüşür.
Birçok katılımcıya bu his tanıdık gelecektir, sanki her şey pozisyonunuzun aleyhine gibi bir fikir oluşur.
Umut duygusunun bu son aşamasını yanlış yola sapmadan yaşamayı becermiş katılımcı kendini artık başarılı bir yatırımcı sayabilir.
Pozisyon durumuyla ilgili giderek korku duygusunun oluşması umudun son aşamaya girdiğine işarettir.
Korku
Korku duygusu pozisyon zarar gördüğü zamanlarda oluşur. Korku bazı yatırımcıları felç eder, zarar zamanında durdurulmaz ve iflas oluşur. Kimileri ise korku duygusunun etkisi altında yeteri kadar analiz edilmemiş yatırım kararları alır, yeni pozisyonlara girer ve böylece zararlarını biraz daha artırmış olurlar.
Kritik durumlarda elini kolunu sallayıp piyasadaki olumsuz gelişmelerin umutları nasıl yok ettiğini seyretmek yerine bir şeyler yapmak daha mantıklıdır. Ama bu durumlarda verilen her karar sağlam mantığa dayanmalı, atılan her adım önceden belirlenmiş plana uygun gerçekleştirilmeli ve paniğe kapılmamalıdır.
Yatırım Faaliyetinin Psikoanalizi
Farz edelim yatırımcıya iki seçim sunuyoruz:
· %100 ihtimalle 85.000$ kazanma şansı, · %85 ihtimalle 100.000$ kazanma şansı ve %15 ihtimalle pozisyonu sıfır kazançla kapatmak.
Olasılık hesabı yapılırsa iki durumda da potansiyel kazanç ihtimali aynıdır - $85.000.
Ama yatırımcıların büyük çoğunluğu ilk seçimi tercih eder.
Başka bir duruma bakalım:
· %100 ihtimalle 85.000$ zarar etme ihtimali, · %85 ihtimalle 100.000$ zarar etme ihtimali ve %15 ihtimalle pozisyonu sıfır zararla kapatmak.
Bu durumda da gerçek zarar ihtimali aynıdır. 85.000$ ama bu kez yatırımcıların büyük çoğunluğu ikinci seçeneği seçer.
Herhangi bir tehlike ihtimalinin olmadığı durumlarda insanlar risk almaya korkar, ama büyük tehlike görülen durumlarda risk alır ve umut ederler.
Çoğu zaman piyasada aşağıdaki durumlar oluşur:
· Diyelim ki, piyasada eğilim artış yönündedir ve alış yapan taraf 85.000$ kâr etmektedir. Bu durumda alış yapan kimse risk üstlenmeden pozisyonu kapatır (üçüncü tarafa satar) ve kârını gerçekleştirir.
Üçüncü tarafın bu pozisyondan kâr etme ihtimalinin %85, kaybetme ihtimalinin %15 olduğunu varsayalım.
· Eğilime satış yönünde girmiş katılımcı pozisyonunda 85.000$ zarar görmektedir ve durumun istediği yöne değişeceği umuduyla bekler.
· Fiyatlar yeni zirveler oluştururken üçüncü taraf %85'lik ihtimali gerçekleştirmiş olur, satış yönüne girmiş katılımcıda ise zarar bir hayli artmış olur.
· Fiyatlar aksi yönde de değişebilirdi ve üçüncü tarafın %15 ihtimalini doğrulayabilirdi. Ama bu durumda üçüncü tarafın doğru stop-loss kullanarak zararı sınırlama şansı vardır.
Peki ama burada bahsedilen üçüncü taraf kimdir?
Bu profesyonel piyasa katılımcısı veya trader'dır. O, başarılı katılımcının kârını kaybetme korkusunu ve zarardaki katılımcının umut duygusunu profesyonelce kullanmış ve az riskle kâr etmiştir. Sonuca bakılırsa piyasada her zaman profesyonel trader'lar alanla satan arasında aracılık yapar ve %85 ihtimalle menfaat kazanırlar.
"Piyasa katılımcılarının zayıf yönleri profesyonel trader'lar için kazanç kaynağıdır."
Piyasaya daha yeni giren katılımcıların büyük çoğunluğu sık sık ama az miktarlarla kâr elde eder, buna karşılık daha geç ama büyük hacimlerde kaybederler. Sonuçta zarar kârı sıfırlar, hatta üstüne bile çıkar. Yatırımcı faaliyetinin psikoanalizinde genel amaç zarara yol açabilecek psikolojik yetersizlikleri ortaya çıkarmak ve bunlardan korunabilmektir.